Lund - İsveç

|
Evet, 23 Haziran Pazar saat 02:00 gibi Kopenhag'a geldim. Sabaha kadar havaalanında oyalandıktan sonra önce Malmö'ye, sonra Lund'a ve ardından Svalöv'e birsürü bavulla zorlu bi yolculuk yaptım. Sonra Selen, Anton ve bikaç eleman daha IKEA'ya gittik fakat daha o zaman benim kalacak yerim olmadıgından hiçbirşey almadım. Sonra akşam döndük ve ben Lund'a geçtim çünkü ertesi gün sabah 9 da 50 tane oda verilecekti ve onun için sıraya girmem gerekti. Akşam 7 gibi sıranın olduğu yere vardım ve 14. sırayı alabildim. Tabiki ordaki listeye adımı yazmak yetmedi yaklaşık 30 - 40 kişi gece dışarıda sabahladık. Dışarıda kuyruk bekleme olayını herkese tavsiye ediyorum ama İsveç'te değil. Gündüz 25 derece olan hava gece birden 5 dereceye iniverince ne mont ne kürk ne yorgan hiçbirşey işe yaramıyor. Ardından sabah oldu kapı açıldı ve 14. kişi olarak 2 odalı bir apartman dairesinde Franceso Zoppedu ile ev arkadaşı oldum. Gece sırada tanıştığım İspanyol taş Eva gelip aynı eve çıkalımmı diye sordu ama artık herşey için çok geçti :( . Herneyse sonra bankaya gidip para yatırdık ve dönüp evin anahtarlarını aldık. Ardından okula kaydımı yaptım ve vatandaşlık no için başvuru yaptım. Okulla alakalı işlerim bittiğinde saat zaten 4'ü geçmişti ve evi görmeye gittim, içeriye bi göz atıp tekrar Svalöv'e Selen'in yanına döndüm. Arka arkaya 2 gece uyumamanın verdiği yorgunlukla uyuyakalmışım ve ertesi sabah uyandım tekrar o bütün bavullarla Lund'a geldim ve bavulları evime yani "Parternas Gränd"e taşıdım. Salı günü birkaç Information Market ve Meeting'den sonra tekrar akşam eve geldim ve uyudum. Dün yani çarşamba ise alışveriş yapmak için çıktım yorgan yastık vb. birkaç şey aldım fakat hala en büyük ihtiyacım olan bisiklet konusunu çözmüş değilim. Bugün yani Perşembe saat 6'da bisiklet açık artırması olacakmış belki orada şansım döner. Bu arada kaldığımız apartman 4 daire, ben italyan Francesco'yla kalıyorum, karşımızda bir İspanyol bir Alman çocuk var, altımızda iki Rus kız ve onların karşı dairesinde bir kız bir erkek İspanyol var. Bayağı multi-national bi ortam. Çarşamba akşamı bu elemanlarla Vastgöta Nation'un partisine gittik fakat kapıda ekmek kuyruğu gibi birşey vardı o yüzden daha küçük bi nation olan Krischansta Nation'ın pubında sohbet ettik. Hangi dilde diye sorarsanız İngilizce değildi ona eminim :). Bu sabahta bölümüme yani MAX-lab'a geldim ve şu anda da ordayım. Bu sene burada master yapacak kişi sayısı 2'ymiş ve diğeri de evet bildiniz oda Türk :P. Şimdilik olanların çoğu bu kadar. Umarım ilerde de üşenmem ve yazılara devam edebilirim. Yarın modemimi alıcam ve ondan sonra heryerden internete girebileceğim o yüzden sorun olmaz umarım.

hayaller…

|

   Rüyalar, hayal kurmak… Her insan için bir içgüdüdür hayal kurmak. Herkes hayal kurar; evler, arabalar, sevgililer, işler, yerler ise bir insanın hakkında hayal kurabileceği milyonlarca şeyden yalnızca birkaçı, fakat en yaygın olanları.

   Hayallerimiz her zaman sahip olduklarımızın ilerisindedir ve hatta çoğu zaman yaşamımız boyunca gelebileceğimiz en uç noktanın bile ilerisindedir.

   Hergün internette, gazetelerde, dergilerde vb. başkalarının esinlenmesi, ilham alması için yüzlerce, belki binlerce başarı hikayesi yayınlanıyor. Fakat hiç düşündünüzmü, tarih boyunca milyarlarca insan kendi rüyalarını gerçekleştiremeden, kendi başarı hikayelerini yazamadan tarihe karışıyor.

   Ayrıca günümüz insanlarının çoğu hayaller ve hayal kurmak hakkındakı en önemli gerçeği unutuyor;

   Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu, uyanmaktır, diyor Paul Valery. Uyanmak, ve var gücünüzle çalışmaya başlamak.

   Yukarıda bahsedilen başarı hikayelerini okumak ne kadar ilham verici olsa da, pratikte hiçbir işinize yaramıyor.

   Bir rüya uğrunda çalışmak, o rüyanın gerçek olmasını garantilemese de izlenmesi mecburi bir yol. Hatta rüyanız şansla gerçekleşse bile. Böyle bir durumda sadece sizin rüyanız için çalışanın kim olduğunu bilmezsiniz o kadar.

   Fakat hayalinizin uğrunda çaba harcarken, herşey ters gitse bile, ayakta durmalısınız. “Bir kez daha denemeliyim” deyip devam etmelisiniz. En azından bir yerlerden başlamak zorundasınız. Unutmayın; Binlerce kilometrelik bir yol, birkaç adımla başlar.

                                           Ümit Selahattin ÖNER

|
Hey folks,

I know I've been an asshole since sometime, saying read my blog and never posting there. Haha. Yea you are right. I just dont have the spirit to write here. Instead, I write to my private notebooks. Here I will publish some phrases I thought about in last couple of weeks. These phrases are originally said by me, and copying without quotation is strictly forbidden according to law #6343, DON'T STEAL! Here they are and I want to mention, they are open to change in future.

- I am not just a point in your life story, I'm an entire paragraph.

- Follow my footprints, then you'll be enlightened.

- Look back, but move forward. Your past will guide you through your future.

All by Ümit Selahattin Öner.

See you soon with a new post telling my last days in Turkey.

Ciao