Erasmus Heyecanı

|
Merhaba arkadaşlar. Bu yazımda bahsetmek istediğim güncel konu Erasmus öğrenci değişimi programı. Çoğu üniversite öğrencisinin bildiği gibi bu inanılmaz bir program. Avrupa Birliğine üye bir ülkede belli bir zaman dilimi boyunca okumak, hemde biraz da olsa burs alarak, heralde birçok üniversite öğrencisinin hayalidir. En azından benim öyleydi. 3 - 8 Mart arasında ilk başvuruyu yaptım ve öğrendim ki bu yıl bir değişiklilikle, yazılı İngilizce sınav yapmaya başlamışlar. Bu arada Ege Üniv. Kimya Bölümünden 10 kişinin başvurduğunu öğrendik. Kontenjan mı ? 1 öğrenci. Evet her ne kadar imkansız gibi görünse de 10'da 1 ihtimal için çalışıyorum. Aslında başvuranlardan 2 kişi, ben ve Murat adında bir arkadaşım, ikimizden birisinin seçilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Sebepleri mi ? Başvuran 10 kişi arasında daha önce yurtdışına çıkmış 2 kişi var, tahmin edebileceğiniz gibi ben ve Murat. Gidecebileğimiz tek seçenek Almanya - Karlsruhe Universität ve öğrenim dili Almanca. Bu 10 kişinin arasında Almanca bilen tek kişi var oda ben. İngilizce konusunda, 12 Mart'ta girdiğimiz yazılı sınavdan 94 almışım, bide şu ana kadar öğrendiğim kadarıyla daha yüksek alan yokmuş. Oysa ki 3 saatlik sınavdan 1,5 saat dolmadan çıkmıştım. :P Fakat benim en büyük korkum, not ortalaması. Benim not ortalamam 2,23 ve eminim başvuranlar arasında daha düşük not ortalamasına sahip birisi yok. Bu yüzden çok fazla ümitlenemiyorum denilebilir. Fakat şu aşamadan sonra yapılması gereken tek şeyin dua etmek olduğunu düşünüyorum. Eğer sizin de Erasmus konusunda sorularınız veya birilerine faydalı olacağını düşündüğünüz yorumlarınız varsa lütfen yazın.

İlk Blogun Devamı

|
Dünki blogumu yazarken okuldan arkadaşlarımın açmısın diye sormasıyla kendime geldim ve maalesef yazmayı bırakıp yemek yemeye gitmek zorunda kaldım. Kaldığım yerden devam etmeye çalışayım fakat ilk blogum olduğundan anlattığım konular biraz sıkıcı ve her ne kadar elimden geldiğince kısa yazmaya çalışsam da uzadıkça uzuyor. İkinci sınıfa başladığımda dediğim gibi ortalamam 2.46 olmuştu fakat ikinci sınıfın ikinci döneminin sonunda yaklaşık 1.07 gibi bir ortalama tutturmuştum. Dolayısıyla bir kez daha yaz okuluna kayıt olundu ve bir yaz daha İzmir'de telef oldu. Yaz okulu sonunda ise son gülen yine ben oldum ve 2.27 ortalamayla 3. sınıfın yolunu tuttum. Kimya Bölümü'nün 3. sınıfı gerçekten herkesin de söylediği gibi en zoru çünkü en yoğun ders programı bu yıl oluyor. En sonunda bugüne gelebildik. Şimdi Kimya 3. sınıfta okuyorum ve geçen hafta Erasmus Programı için başvurdum. İlerleyen bloglarda Erasmustan ve okulla alakalı her türlü konudan bahsetmeyi düşünüyorum. Şimdilik bu kadar. Görüşürüz...

First Blog...

|
Evet arkadaşlar öncelikle herkese merhaba...

Burası benim kişisel blogum ve ilk kez yazmaya başladığımdan ne hakkında yazacağım konusunda hiçbir fikrim yok fakat elimden geldiğince özellikle üniversite eğitimi, yurtdışı eğitim, staj, kimya, fizik, spor, eğlence vs. vs. konularda vakit buldukça yazmayı düşünüyorum. Tabii her düşündüğümü gerçekleştirebiliyormuyum, orası ayrı bir konu. Her ne kadar internette yazılan yazılarda Türkçe oldukça değişik şekillere girse de, ben burada elimden geldiğince hata yapmamaya çalışacağım. Gerçi klavyemin tuşları da son zamanlarda oldukça dertli çevirilerden, yazılardan vs. yani anlayacağınız bastığımı algılamakta güçlük çekiyorlar bu yüzden yazmam da uzun sürüyor.
İlk olarak kendimi tanıtmam gerekir diye düşündüm.
Ben Ümit Selahattin ÖNER, 14 Ekim 1987 İstanbul doğumluyum. Sırasıyla 50. Yıl Ticaret Odası İlkokulu, Lütfi Banat İlköğretim Okulu ve 12 Eylül İlköğretim okulunu okuyaraktan ortaokulu bitirdikten sonra, Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde okumaya başladım. Lise hiç umduğum gibi başlamamamıştı çünkü notlarım bariz boktandı ve ben hayatım boyunca hiç ders kitabını evde açmamıştım. O yıldan sonra hep öyle devam etti ve liseyi 2.80 not ortalamasıyla bitirdim ve 2004 yılında ÖSS denilen sınava girdim. Herkesin aksine ÖSS'yi hiç abartmadım açıkçası, çünkü genlerimde vardı rahatlık. Hala daha oldukça basit bir sınav olduğunu düşünüyorum fakat her ne kadar ben bunu hissetmesemde 2 milyon kişinin aynı sınava giriyor olması o yaştaki birisi için oldukça stres yapıcı olsa gerek. Herneyse bu kadar gereksiz ayrıntıdan sonra bugüne doğru gelelim.
ÖSS sınavından aldığım 313.xxx puanla Ege Üniv. Fen Fak. Kimya Bölümünde okumaya başladım. Üniversiteye başladığım yıl 17 yaşında olduğumdan İngilizce Hazırlık sınıfını atlamayı hiç düşünmedim. Az - çok ingilizce bildiğimden "1 yıl rahat edeyim, okul stresine girmeyeyim" diye düşündüm ve muafiyet sınavına bile girmedim. Düşündüğüm gibi rahat bir yıl oldu fakat hazırlık sınıfını atlamayı düşünen arkadaşlar için, birazcık bile İngilizce biliyorsanız girin derim çünkü daha sonra sorularına baktım gerçekten basit bir sınav. İlk yıl özel bir yurtta kaldım ve bence üniversiteye başlangıçta ilk yıl ev tutmak yerine yurtta kalmak biraz daha mantıklı olabilir çünkü yurtta tanıştığınız ve vaktinizin çoğunu beraber geçirdiğiniz arkadaşlarınızın hangisi ev arkadaşınız olabilir onu belirlemek açısından yurt önemli bir yer. Ayrıca ev arkadaşı herkesten farklı birisi, her anınız onunla beraber. Tabiki eğer aynı evde iki yabancı olmak istemiyorsanız. Bu yüzden ev arkadaşı en önemli konulardan bir tanesi. İki kankanın aynı eve çıktıktan bir süre sonra hiç haber vermeden birinin başka eve çıktığını da gördüm, hiç uyuşmaz diye düşünülen iki kişinin aynı evde güllük gülistanlık yaşadığını da. Bizde yurtta 9 ay aynı odada kaldığım bir arkadaşımla ev tuttuk ve ev 3 odalı olduğundan daha sonra aynı yurttan bir kişi daha bize katıldı. Birinci sınıfa başladığımda en pişman olduğum şey hazırlıkta boş vakitlerimde gelip bölüm derslerimi bazen de olsa dinlememiş olmamdı. Tabi bazılarına bu salakça gelebilir ama bir dersi iki kez alırsanız eğer ne demek istediğimi oldukça iyi anlayacaksınız demektir. ;)
Birinci sınıfın ikinci dönemi sona erdiğinde hiçte iç açıcı bir durum yoktu ortada. Not ortalamam 1.50'ydi ve 3. turu (yaz okulunu) garantilemiş bulunuyordum. Yaz okulundaki üç dersten sonra ortalamam 2.46 olmuştu. Falan filan. (Edit: 3 yıl sonra okuyun bu yazı çok salak geldi lan, olsun o da benim)